Renkli Dil Türkçe

Renkli Dil Türkçe

# Renkli Dil Türkçe

Renkler, hayatımızın her anında karşımıza çıkar, dünyamızı renklendirir. Cisimleri ayırt etmemizi, dünyayı algılamamızı sağlayan renklerdir.

Peki, dilimizin söz varlığında renkleri en küçük ayrıntısına kadar adlandırmada kullanabileceğimiz yüzlerce kelimemiz olduğunu biliyor musunuz?

Hepimiz temel renkler kırmızı, mavi, sarı; yeşil, kahverengi, beyaz, siyah adlarını biliyoruz. Temel renk adlarının dilimizde kırmızı yanında al, mavi yanında gök, beyaz yanında ak, siyah yanında kara gibi eş ve yakın anlamlı karşılıkları da var.

Türkçemizde ‘gri, kül rengi’ karşılığında boz, ‘parlak kırmızı’ anlamında kızıl ve ‘kızıl sarı’ anlamlarında da turuncu, ‘esmer, açık kestane rengi’ için konur renk adlarımız var.

Asıl ilgi çekici olan doğadaki çeşitli bitki, hayvan, böcek, taş, toprak, maden adlarını kullanarak, onların bir özelliğinden yararlanıp yüzlerce renk adı yapmış atalarımız… Bunlardan narçiçeği, kavuniçi, mürdüm, leylak, kehribar, kestane herhangi bir tamlanana gerek kalmadan doğrudan doğruya renk adı bildiren kelimelerimizdir.

Kurumuş gülün görüntüsünden gül kurusu, çürümüş vişneye bakıp vişne çürüğü, soğanın da kabuğunu fark edip soğan kabuğu renk adlarını yapmışız. Hem limon rengimiz var hem de küflenmiş limonun renginden limonküfü renk adımız… Küf deyip de geçmeyin küf rengimiz de var küf yeşilimiz de…

Doğa ile iç içe olan atalarımız beslediği ördeğin başının ve gagasının renklerinin ayırt edici özelliğini görüp ‘yeşille lacivert arası renk’ için ördekbaşı, ‘açık turuncu renk’ için de ördekgagası renk adlarını türetmiş. Başka neler var neler doğadan! Deve tüyü, keklik ayağı, böcekkabuğu, fındıkkabuğu, su yeşili, buz mavisi

Hele renk kelimesi ile birlikte kurulan adlar ise tam bir renk cümbüşü: Toprak rengi, tütün rengi (=taba), zeytin rengi, demir rengi, mercan rengi, kiremit rengi, pas rengi, bal rengi, tarçın rengi, kül rengi, alev rengi, altın rengi, bakır rengi, buğday rengi, çivit rengi, erguvan rengi, fındık rengi, fıstık rengi, filiz rengi, gurup rengi ‘güneşin batış anındaki turuncuya çalan kırmızı rengi için’, gül rengi, gümüş rengi, hardal rengi, kemik rengi, kimyon rengi, kurşun rengi, menekşe rengi, nohut rengi, portakal rengi, saz rengi, sincap rengi, şarap rengi, tahin rengi...

Halkımız cam göbeği, fildişi, balköpüğü, pişmiş ayva, sütlü kahve, vapurdumanı, fes rengi, ten rengi, kömür karası, çividi gibi gündelik hayatta kullandığı, gördüğü hemen her şeyden renk adı türetmiş…

Karpuzun iyisi kan kırmızı rengindedir, tam kıvamında demlenmiş çay ise tavşankanıdır. Ama benim en sevdiğim renk adı yavruağzı… Bir bebeğin sıcaklığını, masumiyetini, sevimliliğini yansıtan yavruağzı, uçuk bir pembeyi adlandırır.

Bunlarla da kalmıyor her rengin farklı tonlarını ifade etmek için kullanılan yüzlerce nitelemeden birkaçına yer verelim:

Yeşil için acı yeşil ‘çarpıcı, göz alıcı yeşil’, çağla yeşili, çam yeşili, küf yeşili, mercan yeşili, orman yeşili, safra yeşili ‘siyaha çalan yeşil’, tavus yeşili ‘parlak zümrüt yeşili’, dudu yeşili, türbe yeşili, zümrüt yeşili vb.

Sarı için altın sarısı, civciv sarısı, kanarya sarısı, kara sarı, Hint sarısı, kirli sarı, limon sarısı, saman sarısı, yumurta sarısı

Mavi için Akdeniz mavisi, boncuk mavisi, çivit mavisi, deniz mavisi, gece mavisi, gökyüzü mavisi, havai mavi, lavanta mavisi, maden mavisi, okyanus mavisi, petrol mavisi, safir mavisi

Eklerimizle yapılan ve benzerlik, yakınlık bildiren renk adlarımız da var: Sarımtırak, yeşilimtırak, kırmızımtırak; kızılımsı, sarımsı, yeşilimsi, göğümsü ‘gök rengini andıran’ vb.

Açık, koyu, kirli sözleri ise pek çok renk adının önüne gelerek ton farkını belirler: açık yeşil, koyu sarı, kirli beyaz vb.

Bir de barudi, eflatuni, erguvani, haki, fıstıki ‘sarıya çalan açık yeşil’, filizî, limoni, nohudi, sincabi, zeytuni vb. renk adlarını örnek alarak Türkçe sözlerden de benzer biçimde renk adı türetmişiz: gümüşi, kurşuni, kuzguni ‘çok koyu kara’… İşin ilginç yanı Türkçede asli olarak uzun ünlü bulunmamasına ve ünlü uyumlarına rağmen kurşuni, kuzguni ve gümüşi sözlerinin ikinci ve üçüncü ünlülerin uzatılmasıdır. Böylece bu renk adları benzerleri gibi ezgili söylenmekte, bu da dilimizin ses yapısını renklendirmektedir.

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)

Okumaya Devam Et!