Türkçenin Atasözleri

Türkçenin Atasözleri

# TÜRKÇENİN ATASÖZLERİ

Konuşmalarınızda, yazılarınızda Türkçenin zengin söz varlığındaki atasözlerini kullanıyor musunuz? Konuya uygun, yerli yerinde kullanacağınız bir atasözünün düşüncenizin benimsenmesine katkıda bulunabileceğini, anlatımınıza açıklık kazandıracağını, konuşmanızı renklendireceğini biliyor musunuz?

Söz gelimi, bir işi kolay bir yoldan yapmak varken zor yolları önerenlere Deveye “inişi mi seversin yokuşu mu?” demişler; "Düz yere mi girdi demiş" atasözünü hatırlatmanız etkili olacaktır.

Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlerdir. Dilimizde mesel, darbımesel, atalar sözü bu anlamda kullanılmış diğer kelimelerimizdir.

Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Ancak yeryüzündeki her dilin atasözü yoktur. Bir atasözünün oluşabilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmektedir. Başlangıçta bir kişi tarafından söylenen ancak dilin konuşucuları tarafından benimsenen, yüzyıllarca tekrarlanarak belirli bir kalıba dökülen atasözleri dillerin yaşını da gösteren söz varlığı ögeleridir.

Atasözü Zenginliğimiz

Türkçede yaklaşık altı bin atasözü bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla bu sayının artabileceği ifade edilmiştir. Bu atasözlerinden kimileri küçük ses farklılıkları dışında yüzyıllardır değişmeden günümüze gelirken kimilerinde az çok sözcük değişmeleri yaşanmıştır.

Kâşgarlı Mahmud’un eseri Divanü Lügati’t-Türk’teki Aç ne yemes, tok ne temes; Kanıg kan birle yumas; Tag tagka kavuşmas, kişi kişige kavuşur atasözleri Aç ne yemez, tok ne demez; Kanı kanla yıkamazlar; Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur biçimlerinde küçük farklılıklarıyla bugün de aynen kullanılmaktadır.

Divanü Lügati’t-Türk’teki Endik üme evlikni ağırlar sözü bugün Ahmak misafir ev sahibini ağırlar; Kişi sözleşi yılkı yıdlaşu ise "İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa” hâlini almıştır.

Hayat Dersi Veren Atasözlerimiz

Yüzlerce yıllık gözlem ve deneyimler sonucunda günümüze ulaşan atasözleri içerisinde toplumsal yaşayış ve insan ilişkileri için öğütler veren Vakit nakittir; Yerin kulağı var; Görünen köy kılavuz istemez; Yoldan kal yoldaştan kalma; Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer; Öfke ile kalkan zararla oturur; Sona kalan dona kalır; Ağlamayan çocuğa meme vermezler gibi çok sayıda atasözümüz vardır.

İklim olaylarını açıklayıp önlem almayı öğütleyen Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır, sağlık için yapılması gerekenleri bildiren Ayağını sıcak tut başını serin, gönlünü ferah tut düşünme derin gibi atasözleri yüzyılların hayat tecrübesini bizlere sunmaktadır.

Öykülü Atasözlerimiz

Olayları bir öykü anlatır gibi ilgi çekici söz kalıbına dökerek akılda kalıcı hâle getiren atasözleri Türkçenin söz varlığının en ilgi çekici ögeleridir: Dervişe “Bağdat’ta pilav var” demişler, “yalan değilse ırak değil” demiş atasözümüz elde etmek istediklerini aşırı bir biçimde arzulayan kişilere bu uğurda katlanacakları sıkıntıların önemli olmadığını nükteli bir dille anlatır.

Deve bir akçeye “Götür!”; deven bin akçeye “Getir!” atasözümüz, parasız insan almak istediğini çok ucuza satsalar da alamaz, parası olan için ise almak istediğinin pahalı olması sorun değildir gerçeğini karşılaştırma yaparak gözler önüne serer.

Atasözlerimizin anlatım gücü, ifade edilmesi zor duygu ve düşünceleri açık bir biçimde ortaya koyabilmesindedir:

Hiçbir girişimde bulunmadan, bir çaba harcamadan yalnızca tatlı sözlerle oyalama tutumu üzerine bal bal demekle ağız tatlı olmaz

Büyük ve zengin kişilerle dost olmayı tasarlayan kişilerin kendi yaşayışını da ona göre ayarlamak zorunda olduğunu belirten deveci ile görüşen kapısını büyük açmalı

Başkalarını ilgilendirmeyen bir işi herkesin düşüncesini bildirmesine meydan verecek bir biçimde yapmaya kalkanlara eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der kimi kısa

Atasözlerimizin yer aldığı sözlükleri, kaynakları okuyarak buradan öğreneceğiniz atasözlerini konuşmalarınızda kullanacak olursanız hem etkili bir anlatım sağlarsınız hem de nükteli bir ifade tarzınız ile öne çıkarsınız.

Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)


Okumaya Devam Et!