Lezzet Dili Türkçe

Lezzet Dili Türkçe

# Lezzet Dili Türkçe

Mutfağımızın, yemek çeşitlerimizin zenginliğinin yemek adlarımıza da yansıdığını biliyor musunuz? Bölgelerimizin, şehirlerimizin, ilçelerimizin hatta bazı en küçük yerleşim birimlerimizin bile kendisine özgü yemekleri, tatları vardır.

Sebze, et, hamur, bakliyat yemekleriyle birlikte zeytinyağlı, haşlama, kızartma, buğulama yöntemleriyle Türk mutfağı olağanüstü lezzetler barındırmakta, damak zevkini çeşitlendirmektedir. Mutfağımızın bu zenginliği söz varlığımıza da yansımıştır.

Hem ülke mutfağımızın hem yerel mutfaklarımızın yemek adları dilimizin önemli zenginliklerinden biridir. Bu adlardan bazıları benzetmelerle, deyim ve ad aktarmalarıyla dil bilimi araştırmaları açısından da ilgi çekici özellikler taşır: imambayıldı, hünkârbeğendi, külbastı, karnıyarık, vezirparmağı, dilberdudağı, kadınbudu, hanımgöbeği, bülbülyuvası vb.

Pişiriliş yöntemiyle oluşmuş yemek adlarımız da vardır: oturtma, kapama, kavurma, buğulama, kızartma, sarma, dolama, burma vb... Bu kelimeler çeşitli et, sebze, hamurlarla birlikte kullanılarak yemeklerimize, tatlılarımıza ad olmuştur: patlıcan oturtma, patates oturtma; kuzu kapama, şehriyeli tavuk kapama; sac kavurması, pancar kavurması; burma kadayıf vb.

Kebap adlarımız lezzet zenginliğinin yanı sıra coğrafyamızın da renklerini taşır: Adana kebabı, Urfa kebabı, Manisa kebabı, tas kebabı, cağ kebabı, çökertme kebabı, kuyu kebabı, testi kebabı, çömlek kebabı, teneke kebabı vb.

Türkçe Sözlük’e de geçmiş ilgi çekici yemeklerimiz de var: ciğer taptapası ‘kıyılan ak ve karaciğerin bulgurla karıştırılarak köfte hâline getirilmesiyle tereyağı dökülerek hazırlanan yemek’, tuzlama ‘işkembe ile yapılan yemek türü’, yuvarlama ~ yuvalama ‘küçük köftelerle et suyunda yapılan yemek’, çılbır ‘kaynamış suya kırılan yumurtanın pişirilmesinden sonra süzülerek üzerine sarımsaklı yoğurt ve sos dökülerek yapılan yemek’, kuymak ‘Mısır ununun erimiş tereyağıyla kavrulması, su eklenmesi, bir miktar peynir katılması ve bir süre kaynatılmasıyla elde edilen ve Karadeniz bölgesinde özellikle Trabzon’da yapılan yemek’. Ve papara… Ekmek, peynir ve et suyu veya sütle yapılan papara, tadının pek de hoş olmaması yüzünden dilimizde mecaz olarak ‘paylama, azarlama’ anlamlarını kazanmıştır. Deyim olarak papara yemek ise ‘azarlanmak, paylanmak’ anlamındadır.

Bin Yıllık Yemek Adlarımız

Bugün pek çok bölgemizin mutfağında yer alan tutmaç, yerel mutfaklarımızda dutmaç, dutmeş gibi çeşitli adlarla kullanılmaktadır. Türkçe Sözlük’te dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba tutmaç ilk sözlüğümüz Kâşgarlı Mahmud’un ünlü eseri Divanu Lugati’t-Türk’te de adı birkaç kez geçen, nasıl pişirildiğine, yendiğine dair bilgiler verilen eski bir Türk yemeğidir.

Kâşgarlı Mahmud tutmaç hakkında şu bilgiyi verir: “Türklerin tanınmış bir yemeği. Bu, Zülkarneyn’in (Büyük İskender) onlara bıraktığı değerli hatıralardandır. Büyük İskender, karanlıklardan çıktığı zaman kavmin yiyeceği azaldı; ona açlıktan şikâyet ettiler ve şöyle dediler: Bizi tutma aç. Bilgelerine danışarak bu yemeği meydana getirdiler. Bu yemek bedeni güçlendirir, yanaklara kırmızılık verir; çabuk sindirilmez. Yemeğinden yedikten sonra çorbasından içilir. Türkler bunu görünce tutmaç adını verdiler. Bunun aslı “kendini aç tutma, bunu al ve ye” demektir.”

Bin yıl önce Kâşgarlı Mahmud’un anlatısı gibi günümüzde de bazı yemek adlarımız için ilgi çekici öyküler anlatılır. Kocasını bu tatlıyı hazırlayan kadının “Hoş mu erim?” sorusundan höşmerim tatlısının adının çıktığına inanılır. İmambayıldı, hünkârbeğendi, alinazik, ezogelin gibi yemek adlarının da böyle ilgi çekici öykülerle, halk yakıştırmalarıyla açıklanmaya çalışılması mutfağımızı da dilimizi de renklendirmiştir.

Yerel Zenginliğimiz

Yerel yemek adlarımız ise bölgelerimizin tatlarını, renklerini, söz varlığını yaşatıyor: şırdan dolması, kaygana ~ gaygana, tike, küşleme ~ küşneme, cağırtlak ~ cartlak, kemeli kebabı, tirit, firik pilavı, fava, kısır, babagannuş ~ babahannuş, analıkızlı, dulavrat çorbası, keşkek, tarhana, omaç, çızdırma, gürlen kebabı, sura, galli patlıcan, batırık, ölemeç, beyran, öcce, pirpirim, eliböğründe, kalburabastı, bici bici, karsambaç vb.

Türk mutfağının damak zevkimize hitap eden bu lezzetine ve zengin söz varlığına karşılık son yıllarda ayaküstü yenen hamburger, patates kızartması, pizza ve gazlı içeceklerden oluşan hazır yemekler (fastfood) yaygınlaşıyor. Oysa bunların sağlıksız olduğu ve aşırı şişmanlığa yol açtığı kanıtlanmıştır.

Leziz, besleyici ve sağlıklı yemeklerden mutfağımızın zenginliği söz varlığımıza da yansımış, malzemesinden yemek adlarına pişirmesinden sunuluşuna kadar yüzlerce kelimeden oluşan bir söz varlığı kültürümüze kazandırılmıştır. Kısacası ağzımızın tadı, dilimizin de tadı olmuştur.

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)

Okumaya Devam Et!