Doğrusu Varken

# TÜRKÇESİ VE DOĞRUSU VARKEN…

Türkçesi dururken kullandığımız yabancı sözlerin, kural dışı yaptığımız kısaltmaların, yaptığımız yanlışların dilimizin yapısına zarar verdiğini biliyor muydunuz?

Dilimizde hoşça kal, sağlıcakla kal, Allah’a ısmarladık dururken bye bye demek, merhaba yazmak varken kelimeyi mrb diye kuralsız bir biçimde kısaltmak Türkçemizin yapısını, söz varlığını derinden etkilemektedir.

Gündelik hayatta, sağlık bilimlerinde, ticarette, sporda, bilişimde, müzikte ve çeşitli alanlarda kullanılan selfie, flash disk, trend, bodyguard, billboard, center, e-mail, format, rating, self-service, server gibi özenti alıntısı kelimelerin yoğunluğu dikkat çekmektedir.

Türkçenin söz varlığında eğilim, yönelim gibi kelimelerimiz varken trend sözünün kullanılması söz varlığımızı yabancılaştırmakta, Türkçe sözlerin kullanım sıklığını azaltmakta kelimeler arasındaki ince anlam ayrılıklarını yok etmektedir. Olumsuzluklar bununla da sınırlı kalmamakta Türkçenin yazım ve söyleyiş kurallarını sarsan kullanımlar görülmektedir.

Alıntılar özgün biçimleriyle yazılmakta, özgün söyleyiş kurallarına göre telaffuz edilmektedir. Ardından bu kelimelere gelen eklerimizin de söylenişe uydurulması sonucunda center’ımızda, single’ını, server’a, on-line’ım gibi tuhaf yazılış biçimleri ortaya çıkmaktadır.

Türkçesi Varken… Bu özenti alıntılarının yerine Türk Dil Kurumunun önerdiği Türkçe karşılıkların kullanılması, yabancı dillerin etkisini azaltacaktır: selfie yerine özçekim, flash disk yerine taşınır bellek, trend yerine eğilim, bodyguard yerine koruma, billboard yerine duyurumluk, center yerine merkez, e-mail yerine e-posta, format yerine biçim, rating yerine değerlendirme, single yerine tekli, self-service yerine seçal, server yerine sunucu...

Tasarım, çevrim içi, çevrim dışı, etkinlik, duygudaşlık dururken dizayn, on-line, off-line, aktivite, empati sözlerine hiç gerek yok… Böylece on-line’ım gibi Türkçenin yazım kurallarını bozan yazılışlar yerine çevrim içiyim yazarak tuhaflıklardan da kurtulmuş olursunuz.

Kısacası Türkçesi varken yazılışıyla, söylenişiyle sorun oluşturabilecek yabancı kökenli kelimeleri kullanmayınız.

Kısaltmalar

Her dilde olduğu gibi Türkçemizde de kurum, kuruluş adlarında, unvanlarda, bazen de terim ve söz yapımında kısaltmalara başvurulmaktadır. Bu kısaltmalarla ilgili kurallar TDK Yazım Kılavuzu’nda belirtilmektedir. Ancak son yıllarda dilimizin söz varlığındaki kelimelerin, hatta ifadelerin ünlü harfler kullanılmadan yalnızca ünsüzlerle yazıldığı görülmektedir: merhaba yerine mrb, selam yerine slm vb. Büyük harf ile ilgili kurallara aykırılık, kelimelerin yazımında özensizlik türünden olumsuzluklar da dikkat çekmektedir.

Bilişim uygulamalarıyla gelişen ve yeni bir tür olarak ortaya çıkan akıllı telefonlar iletişim kurmanın yanı sıra bilgiye erişmenin de önemli bir aracı hâline gelmiştir. Haberlerin, görüşlerin, düşüncelerin yayıldığı; ses ve görüntü dosyalarının paylaşıldığı bu yeni iletişim ortamı “sosyal medya” diye adlandırılan toplumsal iletişim tarzını doğurmuştur. Kurumsal veya kişisel ağ sayfalarıyla başlayarak, sayfalarca bilginin paylaşıma sunulduğu uygulamalar yerini giderek sınırlı sayıda karakterle ifade edilen düşüncelerin, görüşlerin ortaya atıldığı anlık iletilere bırakmıştır. Bu yöntemle insanlar bir olay karşısındaki görüşlerini kısa cümlelerle takipçilerine duyurmakta, bu duyurular aynı anda yüzlerce, binlerce kişiye ulaşmaktadır. Gazetelerin ancak bir gün sonra yayımlayabileceği bu olaylar, sosyal medyada bir anda yayıldığı gibi farklı yönleriyle değerlendirilmekte, yeni görüşlerin ortaya atılmasını sağlamaktadır. Olay televizyon haberlerine yansıyıncaya kadar da yeni yeni yorumlara konu olmakta, yaşanan yeni gelişmelerle farklı boyuta taşınabilmektedir. Takipçiler böylece hem olaylarla ilgili bilgileri hem de yorumları kısa sürede edinebilmekte, kendi görüşlerini de ortama aktarabilmektedir.
Türkiye’deki kullanıcılarının dünya ortalamasına göre üst sıralarda bulunduğu göz önüne alındığında toplumsal iletişim, Türkçenin kullanımı açısından yeni ve yaygın bir ortam olarak öne çıkmaktadır.

Sanal söyleşide iki kişi arasında kalan yazışma, toplumsal iletişimdeki paylaşımla yüzlerce, binlerce kişiye ulaşmaktadır. Bu da toplumsal iletişimin dilin kullanılmasına özen gösterilmesi gereken yeni ve önemli bir ortam olduğunu göstermektedir.

Buradaki yazışmaların, ses ve görüntü paylaşımının Türkçenin kullanımını etkileyeceği göz önünde bulundurulmalı ve bu yeni ortamda yazım ve söyleyiş kurallarına uyulmalıdır. Günümüzde yazıdan çok görüntüye önem verildiği dikkate alındığında sosyal medyada paylaşılan her görüntüde, bu görüntüler altına yazılan yorumlarda Türkçenin doğru ve güzel kullanımına dikkat etmek gerekmektedir.

Kısacası sanal ortamda da, akıllı telefonlarda da Türkçeyi özenli kullanarak arkadaş çevremize örnek olmalıyız.

Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)

Okumaya Devam Et!