Doğru Bilinen Yanlışlar

Doğru Bilinen Yanlışlar

# DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Türkçemizle ilgili bazı genel özelliklerin, dilimizin söz varlığındaki birtakım kelimelerin yanlış bilindiğinin farkında mısınız?

Bunlardan en yaygın yanlış ^ düzeltme, yani şapka işaretinin kaldırıldığı ile ilgili olanıdır. Bu işaret hiçbir zaman tamamen kaldırılmamıştır. Düzeltme işareti ile ilgili bilgi 6. kitapçığımızda verilmiştir.

Gelin diğer doğru bilinen yanlışlardan birkaçına değinelim…

Türkçe Ural-Altay Dil Ailesindedir
Yanlış… XIX. yüzyıl sonlarına doğru yoğunluk kazanan araştırmalarla Altay dilleri olarak adlandırılan Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri ile Fin-Ugor dilleri olarak anılan Fin, Macar ve Samoyed dillerinin Ural-Altay adında bir dil ailesi oluşturduğu düşüncesi, dünyada genel kabul görmüş bir kuramdı. Ancak, XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yürütülen dil bilimi araştırmalarıyla Ural ve Altay dillerinin bir dil ailesi oluşturamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Fin, Macar ve Samoyed dilleri ile Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri arasında benzerlikler bulunuyordu ama bu benzerlikler bir dil ailesi oluşturmaya yetecek ölçüde bir kaynak dilden miras kalan ortak dil ögesi içermiyordu.
Bugün artık dünya dil bilimi çevrelerinde Türk, Moğol ve Mançu-Tunguz dillerinin oluşturduğu Altay dil ailesi, genel kabul görmektedir. Kore ve Japon dillerinin bu dil ailesinde yer alıp almadığı üzerine tartışmalar sürmektedir. Bugün yaklaşık 220 milyon konuşucusu bulunan Türk dili, Moğol ve Mançu-Tunguz dillerinin de yer aldığı Altay dil ailesinin en fazla konuşucuya sahip koludur. Kısacası Türkçe, Altay dil ailesindedir.

Türkçe Yazıldığı Gibi Okunan Söylendiği Gibi Yazılan Bir Dildir
Yanlış… Her dilde olduğu gibi Türkçede de yazı dili ile konuşma dili arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Yazıda kullanılan ğ harfi okunuşta ince ünlülü kelimelerde /y/’ye yaklaşan bir sesle söylenir: eğlence yazarız ama /eylence/ deriz. Bazen de eriyen ğ, aralarında bulunduğu ince ünlülerin birleşerek uzamasını sağlar: değil yazarız ama /diil/ diye söyleriz. Kalın ünlülü sözlerde ise ğ harfi eriyerek yanında bulunduğu ünlüleri uzatır: kaplumbağa yazarız ama söylenişi /kaplumba/ biçimindedir. Zonguldak’a yazarız, iki kalın ünlü arasında kalan /k/ sesi ötümlüleşir, yumuşar ama sonra ünlü uzunluğunun ortaya çıkmasıyla /Zonguldaa/ biçiminde telaffuz edilir. Kelimelerimizin nasıl söylendiğini öğrenmek için Türk Dil Kurumunun tdk.gov.tr adresindeki Sesli Türkçe Sözlük uygulamasından yararlanabilirsiniz. Kısacası Türkçenin yazım kuralları olduğu gibi söyleyiş kuralları da bulunmaktadır.

Yanlış Bilinen Söz Varlığı Ögeleri
Bu genel bilgi yanlışlarının yanı sıra dilimizin söz varlığındaki bazı kelimelerin, deyimlerin, atasözlerinin yanlış bilindiği, yanlış yazıldığı ve söylendiği de olabilmektedir. Büyük bir bölümü alıntı olan ve az kullanılan bu kelimeler neredeyse galatımeşhur ‘yaygın yanlış’ olmuştur artık… Biz yine de bu yaygın yanlışları doğrusuyla birlikte bir kere daha hatırlatalım:
egzos, eksoz, ekzoz, egsos, eksos gibi tam beş yanlış biçimde yazıldığı görülen kelimenin tek doğru biçimi egzozdur.
poaça, pohaça, boaca, hatta bohça biçimlerinde yanlış yazılan sözün doğrusu poğaçadır.
kordele, kordale, kurdela yanlıştır, tek doğru kurdeledir. akapunktur değil akupunktur doğrudur.
madden değildir doğrusu maddetendir.
Bahçelerde, parklarda kafes biçimindeki kubbeli çardak kameriyedir. Bu anlamda kamelya kullanımı yanlıştır, çünkü kamelya bir çiçek türüdür.
gardolap değil gardırop doğrudur.
dışarıdan ithal, yurt dışından ithal ediliyor kullanımları yanlıştır. ithal zaten “dışarıdan, yurt dışından” anlamındadır. Birini kullanmak yeterlidir.
müjdeli haber yanlıştır. Müjde zaten ‘iyi haber’ demektir. Müjde! denilmesi yeterlidir.
Karşıdaki kişinin önemsenmediğini, cüssesi, gücü kadar zarar verebileceğini anlatmak için kullandığımız ateş olsa cürmü kadar yer yakar değil ateş olsa cirmi kadar yer yakar biçimi doğrudur. Çünkü cürmü ‘suçu’ demektir cirmi ise ‘hacmi, cüssesi’ anlamlarındadır.

Son Söz
Dilimizin söz varlığındaki kelimelerimizi, deyimlerimizi, atasözlerimizi yerli yerinde kullanmak için sözlüklere başvurmanızı salık veriyoruz. Sizlerin dilimizi doğru, güzel ve örnek olacak bir biçimde kullanması sayesinde Türkçemiz kuşaktan kuşağa aktarılacak, güçlü bir dil olarak varlığını sürdürecektir.
Türkçenin gücüne inanınız, Türkçenin gücüyle donanınız…

Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)

Okumaya Devam Et!