Destanlar Çağından Yazıtlar Çağına

Destanlar Çağından Yazıtlar Çağına

# Destanlar Çağından Yazıtlar Çağına

Türk yazı dili, VII. ve VIII. yüzyıllarda Göktürk alfabesiyle yazılmış yazıtlarla başlar. Ancak bilinen bu dil yadigârlarından önce komşu ülkelerin kaynaklarında kaydedilmiş Türk dili kökenli sözler, metin parçacıkları ele geçmiştir.

Çin yazısıyla kaydedilmiş en eski Hunca sözcükler içerisinde king-lo (eski söylenişi *king-lāk) ‘Hunların tören kılıcı’ dikkati çeker. Milattan önce 1022 yılında yazıya geçmiş en eski Türkçe sözcük olduğu bilinen bu veri, Divanü Lugati’t-Türk’te ‘kasap bıçağı, satır’ anlamındaki kıŋrak sözü ile benzerlik gösterir. Günümüz Türk yazı dillerindeki izleri ise Yeni Uygurcada kiŋrak ‘büyük bıçak, satır’, Altaycada kıŋırak ‘iki yüzlü büyük bıçak’ sözlerinde görülür.

Göktürk yazısının kullanıldığı ilk metin ise bir çanak üzerinde bulunmuştur. Kazakistan’daki Esik kurganı buluntuları arasında yer alan ve MÖ IV. yüzyıla ait olduğu belirlenen bir çanaktaki Göktürk yazısına benzer harflerle yazılan iki satırlık yazının en eski Türkçe metin olduğu bilinmektedir. Millî alfabemiz Göktürk harfleriyle yazılmış ilk metin olması dolayısıyla Türk dili tarihi açısından büyük önem taşıyan bu yazının çözülmesi için bugüne kadar pek çok bilgin çalışma yapmıştır.

Milattan sonra IV. yüzyıl başlarından kalan ve Çince kaynakta anlamı da verilen Hunca beyit Süke talıkaŋ Bukukgu tutaŋ biçiminde okunmakta ve “orduyu gönderin, Bukuk’u tutun” diye çevrilmektedir. Bu dizelerde geçen sözü Eski Türkçede ‘ordu, asker’ anlamında kullanılmış, Osmanlı Devleti’nde sübaşı birleşik sözünde yer almış, sonra subaşı biçimine dönüşmüş ve nihayet günümüz Türkçesindeki subay sözünün türetilmesinde kullanılmıştır.

Bugünkü bilgilerimize göre Türklerden kalan ilk yazıt Bugut Yazıtı’dır. Ancak bu yazıt, bugün ölü bir dil olan Soğdca ile yazılmıştır. Brahmi harfli Hüys Tolgoy ile Mongolküre, Birinci Göktürk Kağanlığı döneminden kalma yazıtlardır.

Moğolistan’da Çöyr yakınlarında bulunan ve Göktürk alfabesiyle yazılmış bulunan yazıtın İlteriş Kağan dönemine ait olduğu, muhtemelen VII. yüzyılın son çeyreğinde dikildiği tahmin edilmektedir. Farklı okuma denemeleri olan yazıtın okunuşu şöyledir: elteriş kaganka içi(kiŋ) ögüni sebini barıŋ üçünç ay yetika adrıldımız at tabarda. ‘İlteriş Kağana tabi olun, övünerek sevinerek hayat sürün. Üçüncü ayın yedisinde ayrıldık, attan davardan.’

Göktürk alfabesiyle yazılmış edebî metin niteliğindeki yazıtlar ise VIII. yüzyılın ilk yarısında Tonyukuk (720 ?), Köl Tigin (732) ve Bilge Kağan (735) adlarına dikilmiştir. Bu yazıtlar bugün Moğolistan sınırları içerisindedir.

Türk hitabet sanatının ilk ve en güçlü örneklerinden biri olan ve topluca Orhon Yazıtları diye adlandırılan dilimizin bu anıtsal eserlerinde kullanılan dil gelişmiş ve işlektir: teŋri teg teŋride bolmış türük bilge kağan bu ödke olurtum sabımın tüketi eşidgil ‘Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan. Bu zamanda (tahta) oturdum. Sözümü bütünüyle işit.’

Yazıtlar, yeni yazı dili niteliği kazanmış bir dil ile yazılmamıştır. Kurallı bir dil bilgisinin varlığı dikkati çeker. Üslup son derece akıcı, sürükleyici ve etkileyicidir: üze kök teŋri asra yağız yer kılıntukda ekin ara kişi oglı kılınmış kişi oglınta üze eçüm apam bumın kagan iştemi kağan olurmış olurupan türük bodunıŋ ilin törüsin tuta birmiş iti birmiş. ‘Üstte mavi gök aşağıda yağız yer kılındığında ikisinin arasında kişi oğlu kılınmış. Kişi oğlunun üzerine ecdadım babam Bumin Kağan, İstemi Kağan (tahta) oturmuş. Oturup Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş.’
Yazıtlardaki kelimelerin gerçek anlamlarının yanı sıra mecaz anlamları da gelişmiştir: adınçıg ‘fevkalade, olağanüstü’, beŋgü ‘ebedi’, ıduk ‘kutsal’, suk ‘kıskançlık’ ve bugün bile pek çok dilde karşılığı bulunmayan köŋül ‘gönül’…

Orhon Yazıtları’nda deyimler, söz kalıpları da bulunmaktadır: sabımın sımadı ‘sözümü kırmadı’, közün körmedük kulkakın eşidmedük ‘gözle görülmedik kulakla işitilmedik’, tün udımadım küntüz olurmadım ‘gece uyumadım gündüz oturmadım’…

Destanlar çağında gelişen ve akıcılaşan Türkçe, yazıtlar çağında mükemmel örneklerini vermeye başlamıştır.
Türkçe, gücünü tarihinden alan köklü bir dildir…

Son güncelleme 29 Nisan 2023

Ana sayfaya dönmek için tıklayınız: (opens new window)

Okumaya Devam Et!